Salgınla Geçen 11 Ay, Etkileri Hala Devam Ediyor

2020 Mart ayında her birimizin hayatı kökünden değişti. Neredeyse 1. yılı devirmek üzereyiz ve bir çoğumuz bu sürecin getirdiklerine ve götürdüklerine alıştı. Ancak, bu etkilenmediğimiz ve etkilenmekte olmadığımız anlamına gelmiyor, ne yazık ki. Korona gibi küresel salgınlar, ne zaman biteceği, kimin ne zaman hastalanacağı, virüsün nasıl bir şekil alacağı belli olmadığı için belirsizliğin ve çaresizliğin yoğun yaşandığı dönemlerdir.

Belirsizlikle Baş Etmek

Belirsizlik, biz insanların baş etme konusunda pek başarılı olduğu bir durum değildir çünkü bizler, kendimizi güvende hissetmek için çevremizin ve içinde yaşadığımız dünyanın belirli ve belirgin olmasına ihtiyaç duyarız. Dolayısıyla, belirsiz bir durumla karşılaştığımızda bu bizde tehlike algısı yaratır. Salgın sürecinin özelinde ise, bu belirsiz durumu

  • İşten çıkarılma ihtimalimiz
  • İş bulamama ihtimalimiz
  • Okulu nasıl götüreceğimiz
  • Sınavların nasıl olacağı
  • Bizim ya da sevdiklerimizin virüse yakalanıp yakalanmayacağımız gibi konularda yaşıyoruz.

Eğer yaşadığımız bu belirsiz durumlarla sağlıklı ve işlevli bir şekilde baş edemezsek de sonucunda stres, kaygı, depresyon, uyku bozuklukları, yeme bozuklukları gibi hayatımızı etkileyen birçok problemle karşılaşıyoruz.


Belirsizliklerin dışında, salgın sürecinin bir diğer önemli etkisi de değişen günlük ve sosyal hayatlarımızdır.

Avrupa’da 10 ülkeyi kapsayan bir çalışma salgın sürecinde kişilerin

-    30 dakika daha fazla uyuduğunu

-    Fiziksel aktivitelerinin %50 azaldığını

-    Ekran başında %65 daha uzun zaman geçirdiklerini bulmuştur.


Peki tüm bunlar için neler yapabilirsin?

Tüm bu söylenenler hepimiz için aylardır yaşanan ve bilinen durumlar olsa da psikolojik ve fiziksel sağlığımız üzerindeki etkilerinin farkında olmayabilir veya bu konuda ne yapacağımızı bilmiyor olabiliriz.

Hepimiz hareket etmekte, zorunlu işler dışında bir şey yapmakta oldukça zorlanıyoruz. Sağlıklı beslenmek, düzenli spor yapmak her pazar kararını alıp pazartesi akşamı uymadığımız bir rutin haline geldi. Tüm bunların farkındayız. Bu yüzden olabildiğince kolay, kısa ama etkili gevşeme yollarıyla salgın sürecinde stresle ve kaygıyla nasıl baş edebileceğinizden bahsedeceğiz.

Not: Kaygı seviyeniz azaldıkça, harekete geçmeniz kolaylaşacaktır.

1.  Nefesle sakinleşme: 4 saniye boyunca nefes al, 4 saniye tut ve 6 saniye boyunca ver. Bunu 10 kez tekrarla.

2.  Kendine odaklan: Nefes alıp verirken 100’den geriye doğru say ve bu sürede vücudundaki gevşemeyi fark etmeye çalış.

3.  Gevşeme: Alnından başlayarak ayak uçlarına kadar teker teker tüm kasları gevşet.


 

Bunlara ek olarak, klinik psikolog Beyhan Budak, bu süreçte yaşadığımız kaygıyı azaltabilmek için düşünme biçimimizi yeniden yapılandırmamız gerektiğinden bahseder. Nasıl yapabileceğini öğrenmek için videoya buradan ulaşabilirsin. 

 



Yazar

Deniz Akdeniz (Psikolog)


Moodcare Yolculuğuna Başla

Psikolojik destek almanın en kolay, en güvenli ve en erişilebilir yolu için katıl